Yüksek Bar Masasına Ne Denir?
Geceydi. Kayseri’nin o sessiz sokaklarında, bir yandan rüzgarın uğultusu, bir yandan da kalbimdeki duyguların karışımıyla yürüyordum. O gün, hayatımda bir dönüm noktasına ulaşmak üzereydim. Ama nasıl olduğunu tam olarak anlayamayacağım bir şekilde, yüksek bir bar masasının etrafında buldum kendimi.
Sonsuz gibi gelen dakikalar boyunca, o masaya bakarken hissettiklerimi anlatamam. Yüksek bar masası… Ne garip bir şeydi, aslında. Ne tam olarak rahat bir sandalye, ne de yüksek bir masa. Ortada bir şey vardı ve ben, ona oturmayı hayal ediyordum ama bir türlü cesaret edemiyordum. Bu masada, başka bir dünyada olabilirdim. Ama burada, benim yaşadığım gerçeklik vardı.
O Masada Bir Adım Daha
Bir kafeye gittiğimde, genellikle her şey normaldi. Ama o gün bir şey farklıydı. Gecenin bir vakti, içimde bir şeyler garip bir şekilde kıpırdamaya başladı. Hangi masada oturacağıma karar vermek, aslında düşündüğümden daha zordu. Herkes gibi normal bir masada oturabilirdim; rahatça oturup, içimi dökebilirdim. Ama hayır, gözüm sürekli yüksek bar masasına kayıyordu.
İçimden bir ses, bana hep şunu söylüyordu: “Kalk ve otur.” Ama neden? Gerçekten neden? O masada, o kadar yüksek bir yerdi ki, insanlar beni daha farklı görürdü. Belki de ben kendimi farklı görmek istiyordum. Ama o masaya doğru bir adım atmak, o kadar basit değildi. O masada oturmak demek, bir şeyleri değiştirmek, her şeyin farklı olacağına inanmak demekti.
O masaya oturduğumda, insanlar bana nasıl bakacaktı? Gerçekten bu kadar farklı olabilir miydim? İşte bu sorular kafamı kurcalarken, bir yandan da bir yudum daha alıyorum, bir yudum daha. Her şey karmaşıklaşıyor ama o masanın sakinliği, her şeyin cevabı gibi duruyordu.
Hayal Kırıklığı ve Heyecan
Sonunda, o masada oturmayı başardım. Yüksek bar masasında otururken, aslında ilk başta tuhaf hissetmiştim. Ama sonra, bir şekilde o yükseklik bana bir özgürlük hissi vermeye başladı. İnsanlar bana bakıyor, ama ben onlara bir şekilde farklı gözlerle bakıyordum. Oturduğum yüksek yerden her şeyi daha net görebiliyordum. Sanki başka bir boyuta geçmiş gibiydim.
Ama derin bir nefes aldım, o kadar garip bir durumdaydım ki, “Bu masanın adı neydi?” diye düşündüm. Bu, aslında sadece bir bar masasıydı. O kadar basit, o kadar sıradan bir şeydi ama bana bir anda her şeyin anlamını hatırlatıyordu. O masaya oturmak, sanki hayalini kurduğum ama bir türlü adım atamadığım adımları atmak gibiydi. Başarısızlık, belki de korkularım… Her şey o masanın etrafında şekillenmeye başlamıştı.
Ama bir noktada, o yüksek bar masasının anlamı değişti. Başka bir yere gitmek, başka bir yerden bakmak, biraz daha farklı düşünmek gerekti. Sanki her şey normalleşmeye başlamıştı, ama işte o zaman içimdeki hayal kırıklığı biraz daha belirmeye başladı. Hayatta her şeyin farklı olmasını beklemek, bazen seni yalnız bırakabiliyor. O masada oturmak, aslında bir anlamda beklediğim gibi değildi. Belki de bazen hayallerin, gerçeklikle buluştuğunda seni şaşırtabiliyordu.
Bir Adım Daha, Umut
O masada uzun süre oturup düşündüm. Evet, biraz hayal kırıklığına uğramıştım ama bir yandan da umutlanıyordum. Yüksek bar masasında oturmak, aslında benim daha önce cesaret edemediğim şeylere cesaret etme fırsatım olmuştu. Belki de herkesin yaptığı gibi, o masaya oturup, sadece basit bir şey beklemem gerekirdi.
Sonunda, bir adım daha attım. O masada daha farklı bir şekilde duruyordum artık. Umut vardı, heyecan vardı, korkular vardı ama her şey bir arada güzeldi. O yüksek bar masasının etrafında, kendimi buldum. O kadar basit bir şeyin, bir insanı nasıl değiştirebileceğini hiç düşünmemiştim.
Ve işte o anda, o masaya bakarak, düşündüm: “Yüksek bar masası neydi?” Belki de sorunun cevabı, bu kadar basit olmalıydı. Sadece bir yer, sadece bir an… Ama ne kadar derinleşebileceğini kim bilebilirdi ki?
Sonuç: Hayatın Küçük Masaları
O yüksek bar masasına oturmak, bana hayatın bazen küçük ama çok anlamlı anlarından birini gösterdi. Hayat, aslında her zaman yüksek bar masası gibi olmalı. Belki ilk başta garip hissedebilirsin, belki de herkesin bakışları seni rahatsız edebilir. Ama bir kere oturduğunda, her şey değişiyor. Küçük bir adım bile seni bambaşka yerlere götürebilir.
O masaya oturduğumda hissettiklerimi anlatmak, belki çok basit bir şeymiş gibi görünebilir. Ama bazen, en sıradan anlar bile bir insanın hayatında büyük bir anlam taşıyabilir. Hayat, bazen sadece küçük adımlarla değişir. Ve belki de o masanın adı, “Hayatın kendisi”dir.